Kış aylarının gelmesi ile birlikte yüzünü gösteren soğuk havalarda grip, bronşit gibi hastalıklardan korunmak için en kolay ve en etkili yöntem bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için neler yapmalıyız? Nasıl beslenmeliyiz? İşte detaylar…
Özellikle fındık, ceviz ve badem gibi E vitamini, çinko, magnezyum, omega 3 gibi yağ asitleri içeren kuruyemişleri ara öğünlerinizden eksik etmemelisiniz. Kolestrol ya da tansiyon gibi rahatsızlıklarınız yoksa günde bir avuç kuruyemiş tüketmenizde bir sakınca yoktur. Kuruyemişleri tüketirken kavrulmuş değil de çiğ olanları tercih etmeniz daha etkili olacaktır.
Her gün bir diş sarımsak
“Doğal antibiyotik” olarak nitelendirilen sarımsak, vücudumuzdaki mikroplarla savaşmakta oldukça başarılıdır. Sarımsağı çiğneyerek, keserek ya da döverek tükettiğinizde daha çok fayda sağlayacaktır. Hastalık belirtisi göstermeye başladığınızda yutacağınız ya da ılık su içerisinde bekletip süzerek suyunu içeceğiniz sarımsak, hastalığa yakalanmadan kurtulmanızı, yakalansanız dahi kolayca atlatmanızı mümkün olacaktır.
Su içmeyi ihmal etmeyin
Vücudumuzun en önemli ihtiyacı sudur. Susuzluk bağ ağrısı, halsizlik, huzursuzluk, böbrek ağrıları gibi bir çok rahatsızlığa neden olabilir. Vücudumuzdaki mikropların ve toksinlerin atılması için yaş ve kilonuza göre su içmeye özen göstermelisiniz. Uzmanlar yetişkinlerin günde 2-2,5 litre arasında su tüketmesini önermektedir.
Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için neler yapılmalı?
Oldukça basit yöntemlerle bağışıklık sistemini güçlendirmek mümkün. A, C ve E vitaminleri, omega 3, demir ve çinko açısından zengin besinleri tüketmek bu konudaki en önemli adımdır.
Vitamin açısından zengin bir meyve
A ve C vitaminlerinin hücreleri koruyucu özelliği vardır. Bu vitaminleri bulabileceğiniz meyve ise portakal. Portakal, birçok meyveye göre daha az şeker içerdiği için kan şekerini de yükseltmez. İçerdiği lif sayesinde sindirimi de kolay olan portakalı tüketirken en çok dikkat etmeniz gereken şey ise mide rahatsızlıklarıdır. Hassas bir mideye sahip değilseniz ya da bir mide rahatsızlığınız yoksa günde 2 adet portakalı rahatlıkla yiyebilirsiniz.
Yağ asitleri içeren kuru yemişleri tüketmeyi unutmayın
Özellikle fındık, ceviz ve badem gibi E vitamini, çinko, magnezyum, omega 3 gibi yağ asitleri içeren kuruyemişleri ara öğünlerinizden eksik etmemelisiniz. Kolestrol ya da tansiyon gibi rahatsızlıklarınız yoksa günde bir avuç kuruyemiş tüketmenizde bir sakınca yoktur. Kuruyemişleri tüketirken kavrulmuş değil de çiğ olanları tercih etmeniz daha etkili olacaktır.
Her gün bir diş sarımsak
“Doğal antibiyotik” olarak nitelendirilen sarımsak, vücudumuzdaki mikroplarla savaşmakta oldukça başarılıdır. Sarımsağı çiğneyerek, keserek ya da döverek tükettiğinizde daha çok fayda sağlayacaktır. Hastalık belirtisi göstermeye başladığınızda yutacağınız ya da ılık su içerisinde bekletip süzerek suyunu içeceğiniz sarımsak, hastalığa yakalanmadan kurtulmanızı, yakalansanız dahi kolayca atlatmanızı mümkün olacaktır.
Su içmeyi ihmal etmeyin
Vücudumuzun en önemli ihtiyacı sudur. Susuzluk bağ ağrısı, halsizlik, huzursuzluk, böbrek ağrıları gibi bir çok rahatsızlığa neden olabilir. Vücudumuzdaki mikropların ve toksinlerin atılması için yaş ve kilonuza göre su içmeye özen göstermelisiniz. Uzmanlar yetişkinlerin günde 2-2,5 litre arasında su tüketmesini önermektedir.