Kitabın arka kapağında şu ifadeler geçiyor:
“Uzmanlıklar çağında yaşıyoruz. İvan İllich’in deyimiyle, ‘kabiliyetsizleştirici uzmanlıklar çağı’nda hem de… her konuyu ‘uzmanlara bırakırken, fıtratın sesi de, vahyin sesi de duyulamıyor kulaklarımızda. Bunca gürültü arasında, kendi iç sesimizi dahi duyamaz haldeyiz. Oyuncak Tamirhanesi bu duruma karşı yürekli bir isyanın ifadesi. Özelde psikolojizmin insana dair tahakkümüne meydan okuyan yazar, şu gerçeği seslendiriyor: İnsanı tanımak, bir ‘uzmanlık’ konusu değildir. Kendi iç sesine ve vahyin sesine beraberce kulak veren bir kişi hayatın anlamı, aile, çocuk, insan-insan ilişkileri konusundaki temel doğruları pekâlâ kavrayabilir!”
İlk basımı 2011 yılının Mart ayında gerçekleşen Oyuncak Tamirhanesi, gösterilen ilgi ve alakadan dolayı 16 basım gerçekleştirdi. Deneme türünden olan bu kitapta yazarımız, hayata, olaylara ve birtakım gelişmelere farklı bir pencereden bakıyor. Eleştirisel bir üslup takınan yazarımız, okuyucu için farklı düşüncelere sevk ediyor.
Kitap, Oyuncak Tamirhanesi ismini içindeki bir denemeden alıyor. Yazarımızın bir hayalidir oyuncak tamirhanesi açmak. Çünkü yazar Karabaşoğlu için bir şeyin yenisini almak yerine onu tamir etmek daha vefalı bir iştir.
Kitaptan Alıntılar:
“Ey yeryüzü kadınları! Olmak istiyorsanız, görünmek zorunda değilsiniz! Hele ki güzel görünmek zorunda hiç değil...”
“Modern dönemler, kendi seküler değerlerini bir ‘kutsal’ gibi dayatmış ve gerçekten ‘kutsal’ değerlerin buna göre yumuşayıp yeniden şekil almasını istemiştir.”
“ ‘Sayı’nın değil ‘söz’ün; sonucun değil yolun erdemine itibar edip, ‘başarı’yı böyle anlayanlara selam olsun…”
“Uzmanlıklar çağında yaşıyoruz. İvan İllich’in deyimiyle, ‘kabiliyetsizleştirici uzmanlıklar çağı’nda hem de… her konuyu ‘uzmanlara bırakırken, fıtratın sesi de, vahyin sesi de duyulamıyor kulaklarımızda. Bunca gürültü arasında, kendi iç sesimizi dahi duyamaz haldeyiz. Oyuncak Tamirhanesi bu duruma karşı yürekli bir isyanın ifadesi. Özelde psikolojizmin insana dair tahakkümüne meydan okuyan yazar, şu gerçeği seslendiriyor: İnsanı tanımak, bir ‘uzmanlık’ konusu değildir. Kendi iç sesine ve vahyin sesine beraberce kulak veren bir kişi hayatın anlamı, aile, çocuk, insan-insan ilişkileri konusundaki temel doğruları pekâlâ kavrayabilir!”
İlk basımı 2011 yılının Mart ayında gerçekleşen Oyuncak Tamirhanesi, gösterilen ilgi ve alakadan dolayı 16 basım gerçekleştirdi. Deneme türünden olan bu kitapta yazarımız, hayata, olaylara ve birtakım gelişmelere farklı bir pencereden bakıyor. Eleştirisel bir üslup takınan yazarımız, okuyucu için farklı düşüncelere sevk ediyor.
Kitap, Oyuncak Tamirhanesi ismini içindeki bir denemeden alıyor. Yazarımızın bir hayalidir oyuncak tamirhanesi açmak. Çünkü yazar Karabaşoğlu için bir şeyin yenisini almak yerine onu tamir etmek daha vefalı bir iştir.
Kitaptan Alıntılar:
“Ey yeryüzü kadınları! Olmak istiyorsanız, görünmek zorunda değilsiniz! Hele ki güzel görünmek zorunda hiç değil...”
“Modern dönemler, kendi seküler değerlerini bir ‘kutsal’ gibi dayatmış ve gerçekten ‘kutsal’ değerlerin buna göre yumuşayıp yeniden şekil almasını istemiştir.”
“ ‘Sayı’nın değil ‘söz’ün; sonucun değil yolun erdemine itibar edip, ‘başarı’yı böyle anlayanlara selam olsun…”