Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisine en büyük zararı veren Birinci Cihan Harbi (1914-1918) oldu. Daha doğrusu Türkiye, ancak 1922 sonbaharında noktalanacak bir devamlı savaşlar dönemine 1911’de girdi. Bu dönemde hangi devletlerle savaştığımızın listesi bile bugünkü nesil için şaşırtıcıdır: İtalya, Karadağ, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, İngiltere, Fransa, Romanya, Rusya, Ermenistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Güney Afrika... Listenin eksikliği için sayın okuyucularımdan özür diliyorum.
Cihan savaşından Türkiye, ordusu, mâliyesi, insanı, köyü ve şehri mahvolmuş durumda çıktı. Hiçbir devlet, iflâsın eşiğine gelmeksizin, dış destek de olmadan uzun yıllar üç kıta üzerinde savaş devam ettiremez. Osmanlı bunu yapmak istedi. Başaramadı. İmparatorluğunu kaybetti.
İmparatorluğun nüfusu 1915’de 29 milyon kadardı. Bu yılın savaş harcamaları 83.000.000 lira idi. 1 TL, henüz 1 altın veya yakın değerde idi. Ancak altın para gittikçe tedavülden kalktı. Hükümet de topladı. Fakat daha çok halk sakladı. Tedavüle banknot sürülmeye başlandı ve kâğıt lira ile altın lira değerinin arası gittikçe açıldı.

Ama Türk serveti, ekonomisi, toplumu, ailesi mahvoldu. Kıtlık dönemini açlık dönemi takip etti. İstanbul ve Beyrut gibi imparatorluğun en müreffeh, sokak kedi ve köpeklerinin karnı tok gezdiği şehirlerde, açlıktan düşüp ölenler belediyelerce caddelerden toplandı.
Böyle bir tablo devralan, dış borçlanmadan da lüzumundan fazla ürken Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemindeki sıkı para politikasını, büyük millî gurur içinde tam yoksulluk yıllarını hatırlayanlarımız çoktur. Geçimini temin edemeyen, eski hayat seviyesini kaybeden kitleler, suskun ve küskün hale geldi.
Kafakalem.com
Bilgi - Fikir
Cihan savaşından Türkiye, ordusu, mâliyesi, insanı, köyü ve şehri mahvolmuş durumda çıktı. Hiçbir devlet, iflâsın eşiğine gelmeksizin, dış destek de olmadan uzun yıllar üç kıta üzerinde savaş devam ettiremez. Osmanlı bunu yapmak istedi. Başaramadı. İmparatorluğunu kaybetti.
OSMANLI'NIN SON DÖNEMDEKİ EKONOMİSİ
1914’te Osmanlı İmparatorluğunda 40.000.000 altın sikke tedavülde idi (gümüş sikkelerin değerini de altına çevirerek bu meblâğa kattım). Banknot (kâğıt para) emisyonu azdı. Ülkede Türk altını gibi serbestçe tedavül eden yabancı altınlar (İngiliz, Avusturya, Fransız, Hollanda, Alman, Rus) yukarıdaki meblağın dışındadır.İmparatorluğun nüfusu 1915’de 29 milyon kadardı. Bu yılın savaş harcamaları 83.000.000 lira idi. 1 TL, henüz 1 altın veya yakın değerde idi. Ancak altın para gittikçe tedavülden kalktı. Hükümet de topladı. Fakat daha çok halk sakladı. Tedavüle banknot sürülmeye başlandı ve kâğıt lira ile altın lira değerinin arası gittikçe açıldı.
OSMANLI SON DÖNEMİNDE MİLYON ALTIN PİYASADAN ÇEKİLDİ
1917 Ağustos’unda imparatorlukta banknot emisyonu 80 milyon lirayı buldu. Buna karşılık sadece 3 yıl içinde 40 milyon altın piyasadan çekilip gizlendi. Böylesine bir malî denge içinde savaş bütçesinin 83 milyon altın olarak tespiti, rikkat ve heyecan verir.
Ama Türk serveti, ekonomisi, toplumu, ailesi mahvoldu. Kıtlık dönemini açlık dönemi takip etti. İstanbul ve Beyrut gibi imparatorluğun en müreffeh, sokak kedi ve köpeklerinin karnı tok gezdiği şehirlerde, açlıktan düşüp ölenler belediyelerce caddelerden toplandı.
OSMANLI'NIN SON DÖNEMLERİNDE HARP ZENGİNLERİ TÜREDİ
Yolsuzluk ve rüşvet her müesseseyi kapladı. Harp zenginleri denen sınıf türedi. Büyük sosyal dalgalanma oldu. Türk ahlâkı derin yaralar aldı. Gene de savaş sonrası sağlam karakterli bir millet çıktıysa, bu Türk’ün asırlar boyu aldığı dinî ve millî terbiyenin neticesidir. Bir de harbin, birçok tarihçinin dikkat ettiği gibi, millî bütünleşmeye yardımcı olması, fedakârlık ve kahramanlık duygularını yüceltmesi dolayısıyladır.Böyle bir tablo devralan, dış borçlanmadan da lüzumundan fazla ürken Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemindeki sıkı para politikasını, büyük millî gurur içinde tam yoksulluk yıllarını hatırlayanlarımız çoktur. Geçimini temin edemeyen, eski hayat seviyesini kaybeden kitleler, suskun ve küskün hale geldi.
Kafakalem.com
Bilgi - Fikir